23 Mayıs 2011

Tarihi Oynayan Çocuklar


(bu yazı ilk olarak, Oyuncak Sergisi (Sergi Kitabı), Editör: Şennur Şentürk, İstanbul: YKY, 2011. s. 51-58'de yayınlandı)

Tarihte bir çocuk. 10 yaşlarında. 1800’lerin başı, belki 1811. Londra’da bir orta sınıf evinde, belki de Bournemouth’ta bir sayfiye yerinde. Sınıftan ya da “sınıfından” arkadaşlarıyla beraber. Dışarıda oynayamıyorlar, hava kapalı, içeride oynamak istiyorlar ya da belki de oynayacakları oyunu ebeveynleri seçiyor. Bir yüzyıl kadar önce John Locke eğitim öğretimin bir oyun, bir dinlenme şeklinde olması gerektiğini söylemişti. Bu önerinin peşinden giden aileler, eğitimciler ve yeni kapitalistler, hızla büyüyen bir oyun/oyuncak sektörünün yaratılmasına öncülük ettiler. 19. yüzyılın başında, yani tarihteki çocuğumuzun durduğu noktada, eğitim öğretimi eğlenceyle buluşturduğuna inanılan en önemli araçlardan biri, şimdilerde en ünlü örneği olarak Monopoly’i kabul ettiğimiz “masaüstü oyunları”ydı. 1811’de, İngiltere’de, Londra’da bir orta sınıf evinde ya da Bournemouth sayfiyesinde buluşmuş 10 yaşlarında birkaç çocuk, John Wallis’in Historical Pastime or A New Game of the History of England from the Conquest of the Normans to the Accession of George the Third adlı oyununu oynuyor. İngiltere tarihini kronolojik olarak anlatan, oyuncuların zar atarak oyun tahtasında ilerlediği ve tarihteki farklı olayların temsil edildiği kutucuklara geldiklerinde o olaylar hakkında bilgilerini tazeledikleri bir oyun bu. Ne kadar eğlenceli olduğunu bilmek pek mümkün değil, kendi eğlence anlayışımıza göre varacağımız yargının 200 yıl öncenin çocukları için ne kadar geçerli olduğunu kestirebilmek de öyle.